Saka Kuşu
denemeni okuyunca - bu arada seyahat ve bu tarz yazılarını çok keyifle okuyorum
- benimde aklıma yaşadığım iki kuş hikayesi geldi..Paylaşayım dedim..
971
Haziranında Ankara'da sıcak bir gece ,.. Eskişehir yolundaki Devlet mahallesi
lojmanlarının giriş katında Üniversite 1.sınıf talebesi olan kız çocuğu
finallere hazırlanıyor,.. dalmış , harıl harıl ders çalışıyor . Evde yalnız,
babasıyla annesi komşularda , kardeşi her zamanki gibi sokakta..
Bir anda
salonda bir gürültü patlıyor , kocaman bir kedi Fransız balkondan içeri
atlıyor.. Kafesteki Kanarya'nın çığlıklarıyla , Kızın çığlıkları birbirine
karışıyor ve Kız kendini odasına kapatıyor. Niye ?.. Tavuklar dahil bütün
hayvanlardan korkuyor, annesini çocukken ısıran köpeğin sayesinde !! ..
Bir
süre sonra sakinleşip dışarıyı dinliyor ve seslerin kesilmesiyle de salona
çıkıyor,.. bakıyor , kedi gitmiş ama kafes yerde, neyse ki Babasının sevgili
Kanaryası ölmemiş kafesin bir köşesinde büzüşmüş kalmış, hemen kafesi düzeltiyor
ortalığı toparlayıp, sıcak mıcak dinlemeden bütün kapıları pencereleri kapatıp
yatıyor ve uyuyor..
Sabah kalkınca - muhtemelen bir Pazar günü sabahı herkes
evde zira - bakıyor ki babası ve kardeşi pek üzgün , - annesi !?.- Ne oldu
?.. diye sorunca, kuşlarını kafeste ölü bulduklarını söylüyorlar , O ' da akşam
olanları anlatıyor ,.. Babası acı acı bakıp -eh be Kızım,. bir kediyi
kovamadın mı , demek ki ödü patlamış hayvancağızın - diyor..
Bir daha hiç
kuşları olmuyor, havadakiler dışında !!..
Ama Kız ahdediyor hayvanlarla
dostluk geliştirmeye , yıllar süren çabaları sonucunda , şimdilerde komşuların
Kedileri kapı açtırıp evin zilini çalmak üzere onun işten gelişini bekliyorlar
,..Sokak köpekleri taksiden inince yanına gelip hoşgeldin selamı veriyorlar,.. Kumrular penceresinde doğurup yavrularını büyütüyorlar,. Martılarla uzun
yıllara dayanan dostluğu artık bir başka boyuta taşınmaya hazırlanıyor
!!..
Bu öykü ise 977'nin soğuk bir Ankara akşamında geçiyor..
Kız
çocuğu büyümüş ,. evlenmiş,. kocasının bir akrabalarına özel bir yemek için
davet edilmişler.
Gidilmiş ,sohbet edilmiş, yemek odasına sofraya davet
edilmişler , kalabalık bir akşammış uzun bir sofra kurulmuş ve sofranın orta
yerindeki koca bir tepside ise küçük küçük 20-30 tane kızarmış tavuk benzeri
hayvanlar varmış..
Ev sahibesi hadi hadi oturun soğutmayın devamını
getiriyorum deyip herkesi masaya oturtmuş , Kız ise şaşkın şaşkın bakınıp,
bunların ne olduğunu anlamaya çalışıyormuş , tam o sırada misafirlerden birinin
"
bu Güvercin ziyafetini yeni Geline borçluyuz ne zamandır yemiyorduk"
demesiyle olayın farkına varıp ,.. kendini önce yemek odasından sonra da evden
dışarı atmış.
Anadoluda Kuş yemekleri yapıldığını üstelik hatırlı
misafirlere sunulduğunu o gece öğrenen İstanbullu Kız !!. O gece den sonra
yıllar boyu hiç bir yerde kendi pişirdiği tavuk dışında tavuk yemediği gibi ,..
hâlâ gittiği restoranlarda Denizden çıkanlar ya da Köfte dışında bir şey
yememeye çalışmaktadır sürprizlerle karşılaşmasın diye..
Feyza Dinç, 18/şubat/2011
http://wwwfeyza.blogspot.com/