Ben federasyon başkanı olsam milli takımların formasına reklam bile almam. Primlerle bu şekilde oynayarak diğer branşlardaki başarılı sporcuların motivasyonunu bozmam. Futbolcu veya basketçi olsam milli takımda oynamanın onurunu hiç bir prime değişmem. Beklerdim ki basketçilerimiz bu ek primin okul seviyesinde spor yatırımlarına yönlendirilmesini sağlasınlar veya para yerine Efes Pilsen Basketbol Kulübünün sportif faaliyetlerinin devamını istesinler. Biliyorsunuz bira içiminin özendirildiği görüşüyle bu kulübün faaliyetleri durdurulmak üzere. Efes Pilsen, 1996 Yılındaki başarısıyla kulüpler seviyesinde Avrupa'da şampiyonluk kupası kazanan ilk ve tek kulüp olma özelliği dışında, bir sürü sportif ve kültürel olaya sponsorluk yapan çok yönlü bir kurum.
Bir spor yorumcusu Türk milli futbol takımının oyun karakteri olmadığını yazan ve söyleyen spor yorumcularına karşı çıkarak "bizim futbol karakterimiz var; yenilgiyi kabul etmemek ve sonuna kadar savaşmak" dedi. Bu açıklama taşları yerine oturttu. Sporcularımızın savaşcı özelliklerini hem futbolda hem de basketbolda gördük. Savaşcı karakter ganimet paylaşımında da kendini gösterdi. Eh, ne yapalım? Ortada savaş varsa, ganimet de olacak!
Çıkan sonuçlar:
1. Yunanı tekrar denize döktük (dağ başını duman aldı...)
2. Avrupayı titrettik (duy sesimizi...)
3. Biz zaten küçük amerikaydık, abimize saygıda kusur etmedik.
4. Padişahın lutfuna mazhar olduk
5. Ganimeti kaptık.
6. Benden federasyon başkanı olmaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder