13 Ocak 2012 Cuma

ŞİMDİ BOKU YEDİK!

Akasyanın ölümü yazımın bir yerine bir resim koymuştum. Üzerinde Osmanlıca birşeyler yazan bir levha! Yazı ölüm-kalım yazısı olunca, hiç kimse bu levhadan şüpheye düşmedi. Muhtemelen o andaki halet-i ruhiyemle tövbe ettiğim veya şahadet getirdiğim düşünüldü. Veya, daha kuvvetli bir ihtimalle, yazıya da resme de; ne olmuş? kaza mı olmuş? ölmüş mü? ölmemiş mi? Haaa iyi öyleyse gibi şöyle bir bakılıp geçildi. Maksat cana gelmesin!

Ben de o sıralarda bu levhaya dair birşeyler okumuş ve gayet güzel bir mezar taşı yazısı da olabilecek resmi kesip saklamıştım. Yazıyı yazarken levhaya dair bir açıklama yapmadan, sadece kendi özelim olarak kalacağını bilerek bir yere iliştirdim. Ben levhayı gördükçe gülümseyecek, fakat kimse neden güldüğümü bilmeyecekti.

Fakat geçen gün rastlantıyla, bir arkadaşıma not defterimin ağ adresini gönderirken bir şey farkettim. Arama motoruna "ayakizim.blogspot.com" diye yazınca birinci sırada Zeynep'in blog sayfası (yanlış yazılışıyla; butterlies-r-free) ve bunu izleyen iki sırada "şimdi boku yedik - ekşi sözlük" çıkıyordu. Allah allah dedim, ekşi sözlükte ne işim var?

Bu nasıl oldu, kim yaptı, "mutahhara" namlı arkadaş kimdir bilmiyorum, ama sonuçta böyle bir "link" varsa burada da açıklamamın doğru olacağını düşündüm. Evet dostlar; bu levhada yazan yazı besmele veya muska yazısı filan değil, ikinci dünya savaşının sonlarına doğru Berlin'de, Aram Peştemalcıyan ve ailesi tam boku yiyecekleri anda, bir mucize yaratan kelimeler; şimdi boku yedik...

Yazıyı yazan hattat Emin Baran. Hikayenin tamamını internetten, "şimdi boku yedik" yazarak okuyabilirsiniz. Meraklısına!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder