26 Ocak 2015 Pazartesi

ANTARKTİKA, GÖZÜNÜ SEVDİĞİM



Hey gözünü sevdiğimin
Cenub Kutbu'na doğru uzandığımız zamanlar
Terra Del Fuego'dan 
yâni Ateş Arazisi'nden...
                              Attila İlhan


Bugünlerde kral penguen ve tüm neşeli ayaklar telaş içinde. Paniğin sebebi etrafta kulaktan kulağa dolaşan bir haber: "Türkler geliyor". Oh, Mamma mia!!!!

Ne kadar korksalar haklılar. 2014 yılının Aralık ayında "Antarktika Çevre Protokolü"  meclise sevk edildi. Maksat; Ahir-i ömrümüzde Cenub Kutbu'nda bir üssümüz olsun (muş)! Hedef; bilimsel, diplomatik ve ekonomik profilimizi yükseltmek (miş)!!... Bu sunturlu lafları okuyup da ürpermemek mümkün değil. Daha önce memleketin bilimsel profiline kurban edilen üniversiteleri, kalkınma profilinde kaynayıp giden doğanın bizzat kendisini, tarihe karışan tarihi, dini ve uhrevi profil için yok edilen park ve yeşil alanları hatırladım. Bilimsel profilin yükseleceği kesin. Daha dibe inmek mümkün olmayınca, ne yapsan yükselmek sayılır. Diplomatik profilimizi bilemem. Onun nerede olduğunu bilmem için önce düştüğü çukurdan çıkması lazım. Ekonomi içinse fark etmez. Ekonomi malum, her zaman tıkırında. Her zamanki ve şarkıdaki gibi: "Ekonomi tıkırında / Ekonomi tıkırında / Kime gitti bu kârlar / Aman kimse sormasın / Kim kazandı bu işten / Şşşt / Aman kimse duymasın..." 

Neşeli ayaklar müziğin ritmine dayanamayıp kıpırdanmaya başladı. Ortam bir anda yolsuzluk oylaması yapılan meclis genel kuruluna döndü. Sözleri anlasalar donup kalırlardı.

Haberin kaynağı meçhul. Fakat Neşeli Ayakların Travolta'sı Mumble, ortalıkta yeni gördüğü, daha önce oralarda hiç rastlanmayan ufak siyah yaratıktan şüpheleniyor. Buna insanlar "midye" diyor. Diğer penguenler ve albatroslar henüz onu tanımıyor. Midyenin ne tavasını, ne dolmasını, ne de istilacı bir tür olduğunu biliyorlar. Üs konusuna da aldırmıyorlar. Yurtlarında 29 ülke 101 üs kurmuş, bir fazlasından ne çıkar diyorlar. Belli ki bir fazlasının profilinden (henüz) haberleri yok! Mumble’ın onları uyandırması ve uyarması lazım; Yeni bir “süreç” başlamakta! Yeryüzünün son özgün parçası sonun başlangıcına doğru gidiyor…

Bilim insanları Antarktika’yı bekleyen tehlikelerin buzulların erimesi ve biyolojik çeşitlilikteki değişim olduğunu bildiriyorlar. Bu 18 Aralığa kadardı. Artık her şeyi yeniden hesaplamak zorundalar. Kalorifer böceklerinin soğuğa dayanıklığı, TOKİ zararlısının özgün floraya etkileri, AVM atıklarının Kıngagagillerin beslenme alışkanlıklarını değiştirmesi, buz krillerinin yaşam döngülerinde HES ve TES’lere bağlı değişiklikler, görünümleri “makul şüpheli” intibaı uyandıran Deniz Ayılarının “artık burada yaşanmaz” deyip başlattıkları “göç süreci” gibi…

Sonunda sıra "Gözünü Sevdiğim" güney kutbuna gelmiş olmalı.

Kendisi avcılık çağına gelmeden, ortada avlayacak hayvan kalmayacağını dert eden çocuklara benziyorum. Korktuğum, ya da endişe duyduğum şey, bizim üssün ben Antarktika'yı görmeden önce kurulması. Bilim insanlarıdır, doğru insanlardır, akıllı, bilgili insanlardır demek beni rahatlatmıyor. Onlar ne yaptıklarını bilirler, kıymazlar gözünü sevdiğime diyorum. Pamuklara sarar da bakarlar. Ama gene de korkuyorum. Aslında korkum onlardan değil. Korkum, arkadan gelecek olanlardan. Bilimin siyasi emellere alet edilmesi, ucuz şov için kullanılması, dahası;

hey gözünü sevdiğimin / Cenub Kutbu'na doğru uzandığımız zamanlar

dalgalarla boğuşarak aynı gemide giderken, yolculardan birisinin koca Vinson Dağı'nı camiye benzetmesi…

Diren, gözünü sevdiğim Cenub Kutbu!


 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder