10 Ocak 1996 Çarşamba

GÖNÜL'ÜN MISIR'I...


Misafir yazar...
(gezi notlarının araklanıp dijital uzayda yörüngeye oturduğundan henüz haberi yok!)

10 Ocak 1996 Pazartesi; "Moon River" gemisi Nil üzerinde.. Gökyüzü kızıl kaldı... İnsanoğlu asırlar boyu ateşi, varlığının oluşumunda görmüş. Kimi su, kimi hava demiş. Nil üzerinde, bir güneş batışında o bakır tepside hepsi diyor insan.

Tanrı Amon sıcaklığıyla, görkemi ve giziyle sarıyor, gök tanrı NUT'un dinginliğine çıkartıyor. Zaman bir nokta. Başını ve sonunu kestiremediğimiz bir süreç. Ölümlünün ölümsüzlüğü... Diyalektik öğreti mitolojiden mi kaynaklanıyor ne.. Bir olgu karşıtını oluşturmuş hep; Dünyevi yaşam, ikinci yaşam. İyi tanrı, kötü tanrı. Hükmedenler, hükmedilenler. Papyrus, Lotus.

Kahire'nin 14 milyonluk kaosu, Nekropolisin gizemli sessizliği. Aşağı Mısır, Yukarı Mısır. Giza piramitleri ile adını sonsuzlaştıran firavun, bahşişlerle gününü geçiren deve sürücüsü. Vücudunun tüm zerrelerinin müziğin harmonisiyle devindiği Mısırlı zarif dansöz, Beyaz galabiyası içinde gizini saklayan, bakımsız, zaman zaman korkutan, bazen de utandıran Mısırlı erkek, siyah galabiyalı başında ustalıkla taşıdığı ekmek sepetiyle kadın. Başındaki beyaz veya renkli örtüsünün üstüne "Tarha" siyah örtü örtüyor. Yüzü görünmesin, sevinç ve hüzünleri sadece kendinde taşınsın diye besbelli. Nil kenarında ufak, yuvarlak tatlı yaz meyvalarından "dom"lar. Gökyüzüne ulaşan palmiyeler. Karadutlar.

Luxor'da firavunların ikinci hayata hazırlıkları. II. Ramses ASWAN'LI Hüseyin olarak mı aramızda acaba bugün. Yeni hayatları için hazırladıkları, tarafımızdan talan edildiğine göre başka şansları da kalmamış gibi. Yerlerinden yurtlarından ederek, kutsanmış mumyalarını gözler önüne sererek, ölümsüzlük beklentilerini, birşeyleri görmek, bilmek adına sırf meraktan yok mu ediyoruz ne... Veya.. mabetlerini, gözlerimize, beynimize nakşederek bugünlere mi taşıyoruz, ve daha ilerilere. Sonrakilere. Zaman. Bir nokta. Yaşam noktalar dizisi. Bizim için varolmayan ölüm, bir başkasının isimlendirdiği yok olmanın adı. Ama ben hep varım. Gördüklerimde, yaşadıklarımda. Belleğimde muhteşem gece, ay, bulutlar, güneş hep benim.

Belki bir gün Amazon üzerinde de, 360 güne bölünen zaman parçasını, 5 tanrıya armağan edilen günlerle 365'i bulan Mısır günlerinin ulaşılmazlığını, düşlerimde bulurum yine. Ulaşılamaz, tarif edilemez, hissettiğim, güvendiğim, bendeki tanrı, görüntülendiği insana, kendilerini koruyan kollayan, korkutan tanrıları yarattırmış.

Zavallı insan. Veya zamanı Karnak'larda, Edfu'larda, Komombo'da aşan muhteşem insan. Ben senim.

Gönül