13 Mart 2014 Perşembe

İHBAR EDİYORUM !


İhbar ediyorum! Fakat arada kaynayıp gidiyor.
Yılmadan devam ediyorum:

İHBAR EDİYORUM; Türkiye Minnesota protokolünü imzalamıyor!

"Minnesota Protokolü" bir Birleşmiş Milletler sözleşmesi. Bu sözleşme, yargısız infaz cinayetlerinde gözden bir şey kaçmasın, gerçek suçlular bulunsun, örtbas edilmesin diye hazırlanmış. Demek ki adamlarda böyle bir sorun olmuş ve birileri çıkmış, bu yanlış bir şey demiş. Kafası çalışan, namuslu ve ahlaklı bir grup insan oturmuş, soruşturma nasıl yapılmalı diye kafa yormuş. Ortaya icabında herkesin işine yarayacak bir metin çıkmış. Diğer ülkelerin onurlu ve duyarlı yöneticileri sözleşmeyi imzalamış. Fakat ahlak ve vicdanın karaborsaya düştüğü ülkemizde bu metin, ne hikmetse birilerinin işine gelmemiş!

Sayın Boşbakan'a bu protokolün neden imzalanmadığı sorulduğunda "bizim de bir bildiğimiz var" diyor (muş). Bildiği şey, devlet eliyle işlenen cinayetlerin rahatlıkla örtbas edilmesini sağlıyor.

Minnesota protokolü, "Yasadışı Yargısız Infazlarla İlgili BM Otopsi Protokolü" oluyor. ABD'nin Minnesota eyaletinde kaçak göçmen işçilere yönelik ölümle sonuçlanan yargısız infazlar nedeniyle 1990 yılında hazırlanmış ve uluslararası bir belge haline gelmiş. Etkin soruşturma için delillerin sağlıklı toplanmasını öngörüyor (muş). Kapsadığı suçlar enteresan! Nedense çok aşina olduğumuz, neredeyse (maalesef) kanıksamak üzere olduğumuz şeyler. Başka bir deyişle, sayın Boşbakan'ın (gene maalesef) "bir bildiği" olan konular! 

Bir, kolluk kuvvetlerinin aşırı ve orantısız güç kullanımından kaynaklanan ölümler. 
İki, cezaevi ve gözaltında yapılan işkence ve kötü muameleden dolayı meydana gelen ölümler. 
Üç, Usulüne uygun yapılmayan yargılama sonucu gerçekleşen infazlar... Dört, beş, altı, bu şekilde devam ediyor.

KAHROLUYORUM

Kahır doluyorum. Çünkü imzalasalar da bir şey değişmeyeceğini biliyorum. Kyoto protokolünü hatırlayın. İlk imzalayan ülkelerden biriydik. Hangi çevre sorununda protokole uyduk? 

Aslında herhangi bir protokole de gerek yok. Ödevini yapmayıp bahaneler uyduran tembel öğrencilere benziyoruz. Çocuk zeki, ama çalışmıyor! Hep aynı dersten çakıyor. Dersin adı; İnsan hakları! Konusu adalet, hak ve hukuk. Bizim çocuğa yabancı dil gibi bir şey. İlle de yabancı hoca gerekiyor. Yabancı hocalar Mahmut Hoca’dan beter!


Bizi yabancı hocalara muhtaç edenlere kızıyorum. Dar görüşlü, miyop iktidarlara kızıyorum. Ne bahtsız bir ülkeyiz! Ne günah işledik ki bunlara tahammül etmek zorunda kalıyoruz. Neden bir hareket, bir kıpırtı, umut verecek bir ışık yok? Bütün millet, aklıselim sahibi insanlar, çoluk çocuk toplanmış "Sesim geliyor mu?" diye bağırıyor, karşıdan hiç bir cevap gelmiyor!

1 yorum:

  1. Ne kadar imzalanmış olsa dahi uluslararası antlaşmaların iç hukuk kuralı haline gelmesi için usulüne uygun olarak TBMM onayından geçip, Resmi Gazete'de yayınlanması gerekiyor. İmzalanmaması içler acısı ancak imzalasa dahi onaydan geçmeme gibi bir durumun da olduğunu belirtmek istedim. Uluslararası hukukun özneleri devletler ve devletler bir antlaşma, protokol ve sair imzalayıp imzalamamakta serbestler, tüm devletler eşit egemen olarak kabul edildiklerinden ötürü, ne kadar insan haklarıyla doğrudan ilişkili olsa dahi herhangi bir antlaşmayı bir devlete dikte etmek gibi bir durum mümkün değil. Siz bunu istiyorsunuz diye değil, genel olarak yazdım.
    Ama AİHM'den umudum var benim :)

    YanıtlaSil