6 Mart 2014 Perşembe

J'ACCUSE


 “Bu iddianame hiçbir hukuksal değer taşımamaktadır. Bir insanın böylesine bir suçlama yazısı üzerine hüküm giymesi adaletsizliğin mucizesidir. Hiçbir namuslu insanın bu suçlamayı yüreği isyan etmeden okuyabileceğine inanmıyorum. Şeytan Adası’nda çekilen ölçüsüz kefareti düşünüp de çileden çıkmamak elden gelmez. Dreyfus’un birçok dil bilmesi suçtur. Evinde hiçbir tehlikeli belgenin bulunmamış olması suçtur. Ara sıra doğduğu ülkeye gitmesi suçtur. Çalışkan olması, öğrenme kaygısı içinde olması da suçtur. Coşkulanması da suçtur. Coşkulanmaması da suçtur. Ya iddianamenin kaleme alınışındaki aptalca, boşlukta kalan biçimsel iddialar! Bize suçlamanın 14 esas maddeden oluştuğu söylenmişti. Oysaki tek bir maddeden; çizelge maddesinden başka bir şey bulamıyoruz. Ve hatta öğreniyoruz ki bilirkişiler de anlaşamıyorlarmış...”

Kişi ve mekan isimlerini yanlış yazdığımı düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Hepsi doğrudur. Emile Zola'nın 13 Ocak 1898 tarihinde "L'Aurore" gazetesine yazdığı makalenin bir kısmını aynen kopyaladım. En ufak bir yanlışlık yoktur. Fakat ille de bir benzerlik arıyorsanız o başka! Bu vesile ile, her taşın altında bir hinlik veya cinlik arayan vatandaşlara faidem olsun. Yazımız her türlü manipulâsyon için hazır, her çeşit montaj ve dublaja açıktır. İsterseniz Şeytan Adası yerine Silivri, Dreyfus yerine de İlker, Tuncay, Mehmet, Kemal veya Fatih gibi her hangi bir isim yazabilirsiniz. Bu durumda ülke de Fransa değil Türkiye olacaktır, bittabii! Sizlere kolay gelsin...

Pardon, kısa bir notum daha var, Dreyfus'un masum olduğunun kanıtlanması 8 yıl sürmüştü. Ne aceleniz var?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder